S-Ş
SABİT
Duran, yerinde duran.
SAF
Katışıksız. Berrak, temiz.
SAHTE
Düzme, yapmacık, yalandan, taklit.
SAKAT
Bir tarafı bozuk, eksik veya asla bir işe yaramaz olan. Yanlışlık.
SARAHAT
Açıklık, Meydanda olma. Belli olma.
SARF
Harcama, masraf, gider.
SARİH
Açık, belirli, belirgin, ortada olan.
SARRAF
Kuyumcu, mücevherci, para işleri ile uğraşan.
SECİYE
Huy, karakter.
SEHVEN
Yanlışlıkla, yanılmak suretiyle.
SELAHİYET
Yetki.
SENET
Kuvvetli söz. Tapu. Borç karşılığında verilen ve ödeme günü ve miktarı belirli olan belge.
SERMAYE
Ana mal. Esas para. Öz varlık.
SERVET
Mal, mülk, zenginlik.
SEYLAB
Taşkın su, sel.
SEYYAR
Bir yerde durmayıp sürekli yer değiştiren.
SİCİL
Kayıt. Resmi evraklarda tutulan kayıtlar. Resmi dairelerde kayıtların tutulduğu bölüm.
SİPARİŞ
Ismarlamak. İstekte bulunmak.
SUİSTİMAL
Kötüye kullanmak. Bir şeyi kendi yararına kullanmak.
SÜKUT
Susma. Konuşmamak.
Ş
ŞAHIS
Kimse, Kişi.
ŞAMİL
Kapsam. Kaplayan, kapsayan, İçine alan
ŞERH
Açıklama. Açmak, genişletmek. Açıklamak.
ŞİFAHEN
Sözle, ağızdan. Konuşmak suretiyle, lafla
ŞUBE
Kol, ikinci derecedeki kollar. Bölüm.
ŞÜMUL
Kaplamak. İçine almak. Kapsamak.