V
VADE
Süre. Bir iş için önceden belli edilen zaman. Bir işi ertelemek, sonraya bırakmak için olan belli zaman.
VASİ
Bir ölünün vasiyetini yerine getirmeye görevli kimse, Bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan bir kimsenin malını idare eden kimse.
VASİYET
Bir işi birisine havale etmek. Bir malı veya faydayı ölümden sonrası için bir şahsa veya bir hayır kurumuna bağış yolu ile devretmek.
VAZİFE
Bir kimsenin yapmaya mecbur olduğu iş.
VAZİYET
Durum, Durumda.
VEDİA
Emanet.
VEFAT
Ölüm.
VEKALET
Vekillik. Birisinin adına iş görmek. Yetkiyi başkasına vermek.
VELAYET
Veli olan kimsenin hali.
VERASET
Miras sahibi olma. Ölen bir kimsenin mallarının mirasçılara geçmesi. Mirasçılık. Mirasta hak sahibi olmak.
VESİKA
Evrak. İnanılacak sağlam delil. Senet. Sağlam şey.
VUKU
Oluş. Bir olayın çıkış şekli oluşu.
VUKUA GELEN
Meydana Gelen, Olan.
VUZUH
Açıklık. Açık ve Anlaşılır Olmak. Netlik.
Y
YEGÂNE
Tek, bir.
YEKÛN
Toptan. Hepsi, Sonuç.
YEVMİYE
Günlük. Gündelik. Günlük hareketleri günü gününe kaydetmeye yarayan defter.
Z
ZAYİ
Elden çıkan, kaybolan. Yitik, zarar, ziyan.
ZAYİAT
Zarar ve ziyanlar.
ZİLLİYET
Görünür sahiplik. Koruyucu olma.
ZİLYED
Sahip, sahiplik.
ZİMMET
Sorumluluk.
ZİMNEN
Açıktan olmayarak, dolayısıyla, ima yolu ile
ZİYAA
Kaybolan, Zarara Uğrayan