N
NAFAKA
Yiyecek parası, geçim için lazım olan şey. Geçindirmeye mecbur olduğu kimselere veya çocuklarına mahkeme kararıyla verilen geçinme parası.
NAKİT
Hazır para, Bir şeyin bedelini peşin ödeme.
NAKTEN
Para olarak, peşin elden ödeme
NAKDİ
Paraca, peşin para ile, Para ile ilgili.
NAKLİYAT
Taşıma işleri. Taşımacılık.
NAM
İsim, ad. Ün, şan.
NARH
Yiyecek maddelerine belediyenin koymuş olduğu fiyat.
NATIK
Beyan eden, söz eden. Bildiren. Altın ve gümüş gibi olan mal.
NEMA
Faiz. Artmak. Çoğalmak. Gelişme, büyüme, uzamak, üremek.
NESEB
Sülale, akrabalık, soy.
NEŞRİYAT
Gazete, dergi, kitap, radyo, tv vb. araçlarla yayılmış ve yayımlanmış şeyler.
NETİCE
Son, Sonuç.
NEZARET
Göz altı. Bakmak, seyir.
NEZD
Yan, yakın, yakını (karibi=akrabası, çok yakını)
NİHAİ
Son. Sona ait, son ile ilgili, sonuncu
NİSBİ
Belirli bir ölçüye göre, karşılaştırma ile. Kıyaslama.
NİSBET
Münasebet, yakınlık, bağlılık, ölçü.